MUCİZE KAVRAMI
“Mucize”, Arapça’da ‘Acz’ kökünden türemiş; İf’âl babından
ismifâil, müfred müennes bir sözcük olup anlamı “aciz bırakan” demektir.
Bununla “insan aklını ve kudretini aciz bırakan şey” kastedilir. Batı dillerine
Latince ‘miraculum’ sözcüğünden ‘Le
miracle’ olarak geçmiştir. “Harikulâde bir şey, fevkalâde (olağanüstü) bir hal”
anlamına gelir.
Peki evrende “Mucize”
diye bir olay söz konusu olabilir mi?
MUCİZENİN ŞARTLARI
Mucize, onu gösteren kişinin kendi hüneri değildir.
Kendisine Allah tarafından,görevini yapabilmesi, iddiasını ispat edebilmesi ve
toplumu ikna edebilmesi için verilir
Bir olayın mucize sayılabilmesi için :
• Sebep ve illeti
olmadan yapılmalıdır. (determinizme aykırı olmalıdır.)
• Mutlaka harikulâde olmalıdır.
• Peygamberlik
iddiasındaki kişiden başkası yapamamalıdır.
• Ortaya çıkan olay
kendisini yalanlamamalıdır.
• Amacına uygun
olarak ortaya çıkmalıdır.
• Peygamberlik
sürecinde olup daha evvelki hayatında olmamalıdır.
• Alenî olmalıdır.
Yani herkesin gözü önünde olup herkes tarafından görülmelidir. İddiacının
kendinden menkul olmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder